1.
Normal bir insanın günlük su tüketimi ne
olmalıdır?
o
Su vücudumuzdan
sindirim, terleme ve nefes alma yoluyla sürekli eksilmektedir. Temel prensip
olarak; kaybolan su miktarı mutlaka yerine konmalıdır.
Yaklaşık olarak bir gün içerisinde vücut ağırlığımızın en az 1/36’sı kadar su
almalıyız. Örneğin 72 kg. ağırlığındaki birisinin günlük su ihtiyacı en az 2
litredir. Bu ihtiyacın bir kısmının muhtelif yiyecekler yolu ile alındığını
varsaysak bile bir yetişkinin günde en az 1,5 litre su içmesi gerekmektedir.
Bu miktar beslenme uzmanlarınca yetişkinlere tavsiye edilen asgari miktardır.
Ayrıca hamilelerin daha fazla su tüketmeleri gerekmektedir. Bu durum anne ve
bebek arasında ortaya çıkan su transferi düşünüldüğünde ve anne karnındaki
bir bebeğin günde yaklaşık 1 litre su tükettiği dikkate alındığında annenin
daha fazla su tüketmesini zorunlu kılmaktadır. Hamilelik döneminde kadınlar
normal dönemden yaklaşık 8 litre daha fazla su taşırlar
2.
Suda bulunan kalsiyum ve magnezyumun
yararları nelerdir?
o
Kalsiyum
kemiklerin ana yapısında bulunan ve onların güçlü kalmasını sağlayan bir
mineraldir. Ancak bu önemli ve vücudunuzun her gün gereksinim duyduğu
mineralin görevleri bunlarla sınırlı değildir. Kalbin düzenli atması, kan
pıhtılaşma sisteminin düzenli işlemesi, sinirlerin sağlıklı çalışması ve
kasların düzgün fonksiyon görmesi de kalsiyumun yardımıyla olur. Kalsiyum
organizmanın düzgün çalışmasında kilit rol oynar. Vücuttaki kalsiyumun %99'u
kemiklerde ve dişlerde bulunur. Geriye kalan %1 ise kanda ve yumuşak
dokulardadır. Bu %1 oranındaki kalsiyum çok az bir miktar gibi görünse de son
derece büyük bir hayati öneme sahiptir. Yukarıda sözünü ettiğimiz etkiler
işte dolaşımda bulunan bu çok az miktardaki kalsiyum yardımıyla olur.
Magnezyum kemik ve dişleri güçlendirir, kasların gevşemesini sağlar, adet
öncesi sendrom belirtilerini hafifletir, kalp kasları ve sinir sistemi için
çok önemlidir. Enerji üretiminde görevlidir. Vücuttaki birçok işlemde yan
görevleri vardır.
3.
Magnezyumun alt ve üst sınırı var mıdır?
o
Magnezyum yeni
yönetmelikte değerlendirmeye alınmayan bir parametredir. Magnezyum ile ilgili
bir alt-üst sınır bulunmamaktadır.
o
Magnezyumu fazla
olan sular daha sert sulardır. Yumuşak içimli sularda ise magnezyum oranı
daha düşüktür. Damak zevki ve ülke kültürüne göre tercihler
değişebilmektedir.
o
Düşük magnezyumlu
sular, vücuttan daha kolay dışarı atılabildiği için böbrek rahatsızlığı olan
kişiler için daha uygun olabilir.
4.
PH nedir?
o
PH suyun asitlik
veya bazlık durumunu gösteren logaritmik bir ölçüdür. Çözeltide bulunan H+
iyonu konsantrasyonunu ifade eder. Saf su H+ ve OH- iyonları açısından dengededir
ve PH değeri 7'dir. PH, H+ iyonlarının elektrik potansiyellerine bağlı olarak
veya renk indikatörleri (örn; fenolfitalein) ile ölçülebilir. Örneğin asidik
sıvıların hidrojen iyon sayısı yüksektir ve PH değeri 7 den küçüktür. Bazik
olan alkali sıvıların hidroksil iyon sayısı yüksek olup, PH değerleri 7 den
büyüktür.
PH < 7 ise ortam asidiktir PH > 7 ise ortam baziktir.
PH değeri 6,5 ile 9,5 arasında olmalıdır.
5.
İletkenlik nedir?
o
İletkenlik suyun
içindeki mineral ve mineral tuzlarının tamamının vermiş olduğu elektriksel
bir değerdir. Sudaki mineral ve mineral tuzlarının miktarı arttıkça
iletkenlik de artar.
6.
Suda sertlik derecesi neyi ifade eder?
o
Yeryüzündeki sular
buharlaşarak bulutlarda depolanır ve tekrar yeryüzüne yağmur olarak döner.
Dönüş sürecinde atmosferdeki karbondioksiti çözer ve bir miktar asidik hale
gelir. Bu asidik yağmur suyu muhtelif kaya katmanlarından ve akiferlerden
kalsiyum karbonatı çözmektedir. İşte bu çözülmüş mineralleri taşıyan sulara
sert su denir. Bir suyun sertlik derecesi kalsiyum karbonatın ilgili suda ne
kadar çözüldüğüne bağlıdır. Benzer kimyasal reaksiyonlar magnezyum sülfat,
klorid, asit silisit tuzu ve demir için de geçerlidir. Ancak, çözülmüş
haldeki kalsiyum karbonat bir suyun sertliğine en fazla katkı yapan elementtir.
7.
Ambalajlı suyu neden tercih etmeliyim?
o
Ambalajlı sular,
yönetmelik gereği ilk çıktığı haliyle temiz ve sağlıklı olmak zorundadır.
İlave bir işleme gerek kalmaksızın direkt olarak suyu kaynağından
içebilirsiniz.
o
Ambalajlı su,
Sağlık Bakanlığı'nın çok sıkı yönetmelik hükümlerine göre ruhsat alındığı,
sürekli denetim altında olduğu ve halk sağlığı açısından bir risk taşımadığı
yönünde bir güvencenin var olduğu anlamını taşır. Genelde çeşme suları içinde
taşıdığı klor gibi dezenfektanların etkisiyle rahatsız edici bir koku ve
lezzete sahiptirler. Ambalajlı sularda ise bu tür sorunlar mevcut değildir.
8.
Ambalajlı suları nasıl kullanmalıyım?
o
Serin (5-15
derece), karanlık (güneş ışığından uzak) ve kuru (%50 nemden az) bir yerde
saklanmalıdır. Ambalajlı sularınızı kalorifer yanında, direkt güneş ışığı
altında tutmayınız.
o
Suyunuzu
kullanırken tüketim süresine ve saklama koşullarına dikkat etmeniz
gerekmektedir.
o
Damacana su,
direkt güneş ışığı almayan, yeterince havalandırılan temiz bir ortamda
saklandığı sürece, değişime uğramadan en az 10 gün süreyle sağlıklı yapısını
korur. Damacana suyu ayrıca serin ve kuru bir ortamda muhafaza etmek gerekir.
o
Boş damacana şişe
içerisine herhangi bir sıvı/katı madde kesinlikle koymayınız, yabancı
maddeler atmayınız.
o
Damacanayı pompa
ya da sebilsiz kullanıyorsanız, kapağını açık bırakmayınız.
o
Damacana
kapaklarını atmayınız. Boş damacanalarınızı teslim ederken kapağını kapatarak
veriniz.
9.
Ambalajlanmış suyu hangi şartlarda
saklamalıyız?
o
Serin(5–15
derece), karanlık (güneş ışığından uzak) ve kuru (%50 nemden az) bir yerde
saklamalıdır. Ayrıca özellikle kimyasallar, deterjanlar, temizlik maddeleri,
benzin ve bunun gibi maddelerden mümkün olduğunca uzak tutulmalıdır. Çünkü su
saf bir maddedir ve bizim çevrede algılayamadığımız kokuları dahi yavaşça
kendisine çekme özelliğini taşır.
10. Ambalajlanmış
bir suyun kullanım ömrünü etkileyen faktörler nelerdir?
o
Şişe ambalajının
hava geçirgenliğinin derecesi: Şişe ambalajının cinsi ve kalınlığı hava
geçirgenliğini belirler. Bu da sonuçta söz konusu ambalajın dış ortam
kokularına karşı korunmalı olup olmayacağını belirler. Pet ve polikarbonat
ambalajların moleküler yapılarından dolayı, sular dış ortam kokularına karşı
daha hassastır.
o
Suyun mineral
konsantrasyonu (sert veya yumuşak oluşu): Yumuşak suların mineral
konsantrasyonu daha az ve daha saf olduklarından, ortamdaki kokuları sert
sulara göre daha fazla çekerler.
o
Depolama ve
saklama koşulları: Depolama ve saklama esnasında uygun ortam koşulları
(temiz, kuru, kokusuz, güneş görmeyen) sağlanmaz ise ilerleyen günlerde suyun
bozulması (yeşillenme, tortu yapma gibi)söz konusu olacaktır.
11. Su için
ideal tüketilme sıcaklığı nedir?
o
Bir suyun normal
içim sıcaklığı 5 ile 20 ํC derece arasındadır. 20 ํC derecenin üzerindeki sıcaklıklarda suyun içinde bakteri üreme
olasılığı yüksek olduğundan tavsiye edilmez.
12. Polikarbonat
şişe ambalaj özellikleri nelerdir?
o
Polikarbonat
şişeler esnek ve uzun süreli kullanım özelliğine sahip olup hijyenikliği daha
kolay kontrol altına alınabilen ve toksokolojik açıdan da insan sağlığına
uyumlu olan ambalaj özelliği taşımaktadır. Bebek biberonları dahi artık
dünyada polikarbonat hammaddesinden yapılmaktadır.
13. Polikarbonat
şişe kullanımının püf noktaları nelerdir?
o
Suyunuz dünya
standardı olan özel polikarbonat şişelerde sunulmaktadır. Polikarbonat
plastik değildir ve bebek biberonlarında kullanılan çok özel bir gıda saklama
ambalajıdır.
o
Polikarbonat
şişeler hava geçirgenliğine sahip olduğundan bulundukları ortam havasındaki
aromatik kokuları suya geçirebilirler. Ambalajlı suları, olumsuz tat ve koku
verebilecek her türlü ortamdan ve gıda maddesinden uzak tutmaya özen
gösteriniz.
o
Polikarbonat
şişeler sadece doğal kaynak suyu içindir ve camın 200 kat daha dayanıklı hali
olmasına rağmen dış darbelere karşı hassasiyet taşımaktadır. Teslimat ve
kullanım esnasında oluşabilecek gözle görülmeyen küçük çatlaklara karşı
damacana şişenizi kontrol altında tutmanızı ve ıslandığında zarar görebilecek
halı kaplı ya da ahşap zeminlerde muhafaza etmemenizi tavsiye ediyoruz.
14. Damacana
ambalajlar neden 19 litre’ dir?
o
19 litre damacana
ürünü uluslararası literatürde galon birimi ile değerlendirilmektedir. 1
galon 3,8 litre’dir. 1 damacana 5 galon’dan oluşmaktadır. (standart ölçü)
15. Açılan
bir pet ürünün tüketim ömrü nedir?
o
5 litre üzerindeki
ambalajlı ürünler maksimum 3–4 gün içerisinde, diğerleri ise özellikle ağız
teması söz konusu olduğundan gün içerisinde tüketilmesi gerekir.
16. 19 litre polikarbonat şişelerin dolum sayısı
nasıl belirlenir ve ne kadardır?
o
19 litre
şişelerinin dolum sayısı şişelerin kullanım süresi ve ömrü ile ilgilidir.
İmal tarihi şişe üreticisi firmalar tarafından belirtilmekte ancak son
kullanım tarihlerine ilişkin bir bilgilendirme yapılmamaktadır. Dolum yapan
firma geri dönüşümlü olan şişeleri kimyasal ve mikrobiyolojik testlere tabi
tutarak, dolum aşamasına dahil etmektedir.
o
Plastik kökenli bu
tarz şişelerde kullanım süreci sonrasın da plastik yorgunluğu oluştuğunda,
şişe dolum esnasında oluşan basınç nedeniyle kırılarak kullanım harici
kalmaktadır. Olumsuz muhafaza koşulları ve amaç dışı kullanımlar şişenin
ömrünü belirlemektedir. PC şişeler yüzeylerinde stresin yüksek olduğu
şişelerdir. Polikarbonat hammadde üreticileri PC şişelerde kullanım sürecini
50-55 kez olarak tavsiye etmektedirler. Fakat ülkemizde yazlıklardan veya az
tüketim yapan tüketicilerimizden şişe dönüşlerinin uzun süreçler alması
nedeniyle; 3-4 yıllık şişelerin yıpranmamış şişeler olduğu gözlemlenmektedir.
PC şişerin ömürleri, kullanım ve muhafaza koşulları ile belirlenmektedir.
17. Polikarbonat
ve pet ambalajlı suların raf ömürleri neden birbirinden farklıdır?
o
Gıda ürünlerinde
raf ömrünü genel olarak hammadde özellikleri, uygulanan işlem, paketleme ve
ambalaj teknolojisi belirler.
o
Doğal kaynak
sularında ürüne bir işlem yapılmadığı için raf ömründe ambalaj belirleyici
olmaktadır.
o
PC ve pet
ürünlerde kapaklama yöntemleri ve kullanılan ambalaj farklı olduğu için raf
ömürleri farklıdır. Pet ambalajlarda kapak teknolojisi daha uzun raf ömrüne
uygunken, PC ambalajlarda bu süre daha azdır.
o
PC ambalajlarda 1
yıl, pet ambalajlarda 2 yıla kadar raf ömrü verilebilir. Şuanda uyguladığımız
raf ömrü süreleri bu sürelerden daha kısadır. Bu uygulama Pazarlama ve Satış
açısından olumlu sonuçlar yaratmaktadır. (PC 3 ay kapalı, pet 1 yıl kapalı)
18. Polikarbonat
ve pet şişelerin kapaklarının mavi yada beyaz olmasının anlamı nedir?
o
İnsani Tüketim
Amaçlı Sular Yönetmeliğinde kapakların rengi ile ilgili bir değerlendirme
bulunmamaktadır. Ambalajlı sularda kapak renginin doğa ve su rengi ile
bağdaşması uyum açısından önemlidir. Bizim ürün ambalajlarımızda tercih
ettiğimiz renk doğaya ve suyun doğal rengine uyumlu olan mavidir. Firmaların
kendi politikaları gereği farklı renklerde kapak kullanabilirler.
Yönetmelikte bu konu ile ilgili bir sınırlama yoktur.
19. Polikarbonat
ve pet şişe arasındaki renk farkının sebebi nedir?
o
Pet şişelerimiz
şeffaf preformdan üretilmektedir. Pet şişelerin hammaddesine boyar maddeler
ilave edilerek renkli hale getirilebilir, bu firmaların tercihidir.
o
19 litre
polikarbonat şişelerde mavi rengin tercih edilmesinin iki nedeni vardır.
o
Birincisi
transmisyon olayıdır; mavi rengin güneş ışığının kırılmasına karşı olan
hassasiyetidir. Çünkü şişe hacmi büyük ve tüketim süresi uzun olmasından
dolayı şeffaf olur ise, daha fazla güneş ışınlarından etkilenecektir.
İkincisi ise doğal su renginin mavi ve tonlarından oluşmasıdır.
20. Polikarbonat
ve pet ambalajların insan sağlığı üzerindeki etkileri nelerdir?
o
Bugünkü bilimsel
çalışmalar ışığında PC ve pet ten üretilen ambalaj malzemelerinin ambalajlı
su dolumunda güvenle kullanılmasında sakınca yoktur. Bir gıda için güvenli
olan bir malzeme diğer bir gıda söz konusu olduğunda gıdanın içeriği (pH
değeri, gazlı olup olmaması vb ) nedeniyle tercih edilmeyebilir. Ancak
ambalajlı su üreticisi olarak bizler, gerek tüm dünyada gerekse ülkemizde
gıda ambalajı olarak kullanılmasında sakınca olmadığı bilimsel otoritelerce
test edilmiş ve onaylanmış olan malzemeler kullanmaktayız, bunların dışında
onaysız malzeme kullanmamaktayız.
o
Ambalaj
üreticileri de Tarım Bakanlığı'ndan üretim izni alırken ürettikleri malzeme
örnekleri bakanlıkça analiz edilmektedir.
o
Ayrıca bize özel
olarak Fransadaki AR-GE laboratuvarımızda suya temas eden ambalaj malzemeleri
ilk onaylanırken kapsamlı testler yapılmaktadır. Onaylanmayan malzemeler ise
şirketimizde kesinlikle kullanılmamaktadır.
21. Pompa
temizliği nasıl yapılmalıdır?
o
Su pompalarının
sık sık temizlenmesi ve belirli aralıklarla değiştirilmesi suyun kalitesinin
korunması için önemlidir. Damacana suyun kullanımının pratikliği açısından
hemen hemen herkesin evinde mevcut pompaların temizliği, suyun ömrünün
olabildiğince uzaması için önemlidir. Yaygın olarak kullanılan bu pompalar
suda ciddi koku ve tat bozukluklarına neden olmaktadır. Su pompalarının iç
kısmında bulunan körüklerin sürekli nemli olması toz taneciklerinin
yapışmasına sebep olabildiği için zamanla ciddi bir kirlilik
oluşturabilmektedir. Suda kötü tat ve kokuyu hissetmeye başladığınız anda
pompayı yenilemeniz gerekmektedir.
22. Kullandığım
suyun kalitesini nasıl anlarım?
o
Öncelikle
tükettiğiniz ambalajlı suyun Sağlık Bakanlığı tarafından izni olup
olmadığını, etiketin üzerinde izin tarihi ve sayısının bulunup bulunmadığını
kontrol etmek gerekir. Satın aldığınız suyun etiketinde, gövdesinde
(kabartma), emniyet bandında ve kapağında olmak üzere dört ayrı yerinde markasının
bulunmasına dikkat ediniz. Bunun yanısıra, yine etiket bilgilerinde cinsi,
üretim adresi, suya uygulanan işlemler ve suyun sahip olduğu parametreler
mutlaka yer almalıdır. İmal ve son kullanma tarihi, parti ve seri numarası,
şirket logosunun ayrıca damacana ambalaj üzerinde kabartma ile yazıyor olması
gerekir. Güvenlik bandına önemle dikkat etmek de suyu açanın ilk siz
olduğunuzun göstergesidir.
23. Şebeke
suyu ile ambalajlanmış doğal kaynak suyu arasında ne tür farklar vardır?
o
Doğal kaynak
suyunun şişelenmiş olması, söz konusu kaynak suyuna dolum yapılabilmesi için
Sağlık Bakanlığı’nın çok sıkı olan yönetmelik hükümlerine göre ruhsat
alındığı, sürekli denetim altında olduğu ve halk sağlığı açısından bir risk
taşımadığı yönünde bir güvencenin var olduğu anlamını taşır. Diğer taraftan
çeşme suyunda bu şekilde güçlü bir güvenceden bahsetmek mümkün değildir.
o
Şişelenmiş doğal
kaynak suyunda su kaynaktan ilk çıktığı haliyle saf ve temizdir. İlave bir
işleme gerek kalmaksızın direkt olarak suyu kaynağından içebilirsiniz. Suyun
saflığı ve temizliği yeryüzüne ilk çıkış noktasından yani kaynadığı noktadan,
tam otomatik makinelerde şişeye dolumuna kadar olan süreçte çok sıkı kontrol
altındadır.
Diğer taraftan genel olarak suyun çeşmeye kadar olan yolculuğu farklıdır;
çeşme suyunda su kaynakları dereler, nehirler gibi yüzey sularına dönüşmekte
ve bu sular yüzeyden bulaşan her türlü kirletici unsurları da (tarım ilaçları
kalıntıları, metaller, parazit, mikrop ve virüsler) taşıyarak toplanma
havzalarına ya da barajlara gelmektedir.
Bu biçimde toplanmış sular muhtelif filtreleme, klorlama ve dezenfeksiyon
işlemlerinden geçirildikten sonra su şebeke boruları vasıtasıyla konutlara
pompalanmaktadır. Bu proseslerde kullanılan klor gibi dezenfektanlar sağlık
açısından uzun vadede riskler taşımaktadır, ayrıca borulardaki her türlü
yabancı madde, pas, toprak, parazit, mikrop ve virüsler gibi unsurlar da
şebeke suyunun içerisinde konutlara ulaşmaktadır.
o
Genelde çeşme
suları, içinde taşıdığı klor gibi dezenfektanların etkisiyle rahatsız edici
bir koku ve lezzete sahiptirler. Şişelenmiş sularda ise sadece suyun kendi
doğal tadından bahsedebiliriz.
o
Sonuç olarak
şişelenmiş doğal kaynak suyu; hijyenliği, ambalajı ve markası ile tüketicinin
beğenisini ve güvenini kazanmak zorunda olan ticari bir maldır. Bu nedenle
yapılan yatırımlar çok büyüktür; bazı küçük korsan firmalar dışında aklıselim
hiçbir su sanayicisi tüketicisinin sağlığını riske atarak kendi şirketinin
piyasadan silinme riskini göze alamaz. Genel olarak söylemek gerekirse; çeşme
suyu üretim ve hizmetinde bulunan kamunun kaliteye dönük motivasyonu özel
sektördeki kadar etkin olamamaktadır.
o
Gerçekleşen üretim
hacimlerinde, hizmet verilen tüketici sayılarında ve bu nedenle de kalite
anlayışında çeşme suyu ile şişelenmiş su arasında büyük bir farklılık vardır.
Çeşme suyunda kamu tarafından çoğu kez yüz binlerin ya da milyonların su
ihtiyacını vasat kalitede dahi olsa karşılama zorunluluğu söz konusu iken;
şişelenmiş suda nispeten çok daha az sayıda tüketicinin ihtiyacını en iyi kalitede
karşılamak şeklindeki rekabetçi düşünce esastır.
|